26 Haziran 2013 Çarşamba

Küçük işçi çalıştırana 170 TL Ceza

Fındık toplamada 16 yaşından küçük çocuk işçi çalıştıran herkese çocuk başına 170 lira idari para cezası uygulanacak.

Ordu Valisi Orhan Düzgün, bu yıl fındık toplamak için gelecek mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının çalıştırılmasının yasaklandığını; 16 yaşından küçük çocuk işçi çalıştıran herkese çocuk başına 170 lira idari para cezası uygulanacağını söyledi.

Ordu Valiliği, önümüzdeki haftadan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nden gelmelerini beklediği mevsimlik tarım işçileriyle ilgili olarak harekete geçti. Geçen yıl Ordu'nun merkeze bağlı Uzunisa Köyü' nde oluşturulan konaklama alanı tepeden tırnağa yeniden yapıldı. Bölgedeki ırmak yatağı yeniden temizlendi, genişletildi ve konaklama merkezinden geçen kısmına yüksek istinat duvarları yapıldı. 

Fındık işçileri için yaklaşık 600 metrekarelik alanda futbol  sahası, çocuk parkı, oyun alanı, banyo, tuvalet, yemek pişirme alanları, dinlenme sahaları, bulaşık ve çamaşır yıkama yerlerinin yanı sıra bir de Kültür ve Sanat Evi oluşturuldu. 

Ordu Valisi Orhan Düzgün, bugün Uzun İsa Köyü'ne giderek çalışmaları yerinde inceledi. Vali Düzgün, "Ağustos'un başından itibaren fındık toplamak için ilimize değişik bölgelerden işçilerin her yıl olduğu gibi bu yıl da gelmesini bekliyoruz. Tabi bu yıl artan fındık rekoltesine bağlı olarak daha fazla işçinin ilimize gelmesi muhtemel. Ancak bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda da geçerli olan uygulamayı, bu yıl biraz daha sertleştirerek, 16 yaşından küçük çocukların çalıştırılmamasına yönelik bir genelge yayınladık. Genelge gereğince bahçe sahipleri de 16 yaşında

n küçük çocuk çalıştırılmaması yönünde yükümlülük altına sokuldu. Her bir çocuk için 170 lira idari para cezası uygulanacak. Köylerde habersiz denetimler yapılacak. Kolluk kuvvetlerimizden de yardım alınacak. 20 ekip oluşturuldu" dedi. 


BÜYÜKLER ÇALIŞIRKEN KÜÇÜKLER KURSLARA KATILACAK


Burada kalan işçiler için Ramazan etkinlikleri düzenleneceğini de belirten Vali Düzgün,

"Belediye Konservatuvarı, buradaki kalan işçiler için bazı sosyal etkinlikler yapacak. Bahçeye gitmeyen çocuk ve gençler için geçtiğimiz yıl oluşturduğumuz Uzunisa Köyü Kültür ve Sanatevi'nde de yine İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Müdürlüğü ile destek sağlayacak olan diğer birimlerin de katkısıyla değişik kurslar açılacak. Bunların içinde kültür vesanat kursları olduğu gibi, halk oyunları kursundan,yüzme kursuna kadar ihtiyaç duyulan, talep edilen alanlarda kurslar açılacak. Onların aileleri bahçedeyken, kendileri de sosyal gelişimleri adına bu kurslara devamlarını temin edeceğiz" diye konuştu. 

19 Haziran 2013 Çarşamba

Bingöl'deki Çocuk İstismarına Sessiz Kalmayacağız !

Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 uzman çavuşa, cinsel istismar ve tecavüz soruşturması başlattı. Zanlılar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
BİNGÖL - Solhan İlçesi'nde oturan 16 yaşındaki E.A, yaklaşık geçen ay Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı 'na suç duyurusunda bulunarak, 2 yıl önce uzman çavuş Y.A. tarafından kaçıralarak cinsel istismara uğradığını, daha sonraki tarihlerde defalarca uzman çavuş Y.A. ve arkadaşları İ.Y., M.T., M.K. ve soyadını bilmediği H. adlı uzman çavuşların cinsel istismar ve tecavüzüne uğradığını belirterek, söz konusu kişilerden şikayetçi olduğunu belirtti. Başvurudan sonra açılan soruşturma kapsamında tutuklanan 4 uzman çavuşun bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı belirtildi.

SAVCILIKTAN KORUMA TALEBİ 

Bingöl'de yaşandığı iddia edilen ve soruşturma konusu olan ve cinsel istismar ve tecavüz iddiaları ile ilgili E.A'nın avukatı Canan Çakabay, savcılığın olayı titizlikle araştırdığını ve soruşturmayla ilgili gizlilik kararı alındığı için soruşturmanın ne aşamada olduğunu bilmediklerini söyledi. Avukat Çakabay, müvekili için de savcılıktan koruma isteminde bunduklarını belirtirek, bu yöndeki taleplerininde kabul edilmesini umut ettiklerini söyledi.

Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in Twitter' dan Yaptığı Açıklama

Bingöl’deki tecavüz vakasıyla ilgili olarak Bakanlığımız hukuk müşavirleri ve uzmanları Bingöl’e giderek konuyla ilgili gerekli incelemeleri yapmışlardır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak mahkemeye müdahil olmak üzere dilekçe verilmiş ve Bingöl’deki tecavüz zanlılarının tutuksuz olarak yargılanmasına itiraz edilmiştir. 
Bakanlığımız hukukçuları bu süreçte çocuğun yanında olacak, adli aşamada müdahil olarak konunun takipçisi olacaklardır.

Çocuk İstismarı İle İlgili Olarak Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e Attığımız Tweet




14 Haziran 2013 Cuma

SOKAK ÇOCUKLARININ BARİKATLARDA HAYATLARINI TEHLİKEYE ATMASINA İZİN VERMEYİN!

Gezi Parkındaki sokak çocukları direnişin ne zaman biteceğini soruyorlarmış, çünkü orada karınları doyuyor günlerdir.
Çünkü orada arkadaşlık buldular, dışlanmadılar. Ne yazık ki, bu çocukların kendilerini bu yüzden sorumlu hissedip barikatların önüne gittiklerini, eldivenlerle gaz bombalarını geri yolladıklarını duyuyor, resimlerle görüyoruz. Bir çocuğun böyle hissetmesi öyle saf, öyle dürüst, öyle saygı duyulacak bir duygu ki. Lütfen unutmayalım, onlar ÇOCUK. Onların bu şekilde sorumlu hissedip hayatlarını tehlikeye atmaları kabul edilemez.

Onlara çocuk olduklarını hatırlatın, onları kollayın, hayatlarını tehlikeye atmalarına izin vermeyin. Onlara bir şey verirken, arkadaşlık ederken bunun karşılıksız bir sevgi olduğunu, onların bunları çocuk oldukları için hak ettiklerini hissettirin. Ve aksini yapanlara karşı tavrınızı koyun.

Mağazada beğendiğiniz ürünleri “çocuk işçiler” üretmiş olabilir!

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) rakamlarına göre dünya genelinde halen 215 milyonun üzerinde çocuk işçi çalıştırılıyor. Bu çocukların yaklaşık 91 milyonu 5 ila 11 yaş arasında ve büyük bir çoğunluğu da Asya-Pasifik bölgelerinde bulunuyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) rakamlarına göre dünya genelinde halen 215 milyonun üzerinde çocuk işçi çalıştırılıyor. Velileri çocuklarının ağır koşullar altında da olsa çalışmalarına iten temel sebep ise geçim sıkıntısı.
Veliler geçim sıkıntısı yaşadıkları için çocuklarını okul yerine çalışmaya göndermek zorunda kalıyor. Okulların masraflarını karşılayamadıkları gibi çocuklarının ev sakinlerine de maddi destek yapmaları da bu nedenle kaçınılmaz hale geliyor.
Sokaklarda mendil, simit satma gibi işlerin yanında çocuklar bazı bölgelerde uyuşturucu ticaretinde bile kullanılıyor. Bunun yanında tekstil alanında da çalıştırılan çocuklar, gömlek kazak dikerken veya ayakkabı yaparken solunum başta olmak üzere ciddi hastalıkları da kapabiliyor.
“ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜSÜNE KARŞI GÜN”
Diğer taraftan da bu çocuklar ileriki yaşlarda profesyonel bir meslek eğitimi alamadıkları için geçim sıkıntısı yaşamaya devam ediyor. Hepimiz bu çocuklar için üzülüyoruz şüphesiz. Ancak bunun için neler yaptığımız başlı başına bir soru.
Birçoğumuz bugün “Dünya Çocuk İşçiliği Karşıtı Gün” olduğunu bile bilmiyoruz. Belki de günlük alış-verişlerimizde bile çocuk isçiliğine destek veriyor olabiliriz. Buna dikkat etmek için neler yapmalıyız? Bazı ürünlerde “Fair Trade” etiketi bu bağlamda yardımcı olabilir. Bu uygulama sayesinde ürünleri üreten kişilerin sağlıklı koşullar altında çalışmalarının güvencesi sağlanıyor.
ÇOCUK YARDIM DERNEĞİ
Üzerinde fairtrade etiketinin bulunduğu bir üründe çalışan kişinin bunun karşılığını adaletli bir şekilde aldığı belirtilmiş oluyor. Bu ürünler normal ürünlerden biraz daha pahalıya gelse de dünyanın diğer ucundaki bir çocuğa eğitim kapısının açılmış olacağı da unutulmamalı. Bunun yanında ürününü sık tükettiğiniz bir şirketin müşteri hattını arayarak ürünün üretimi hakkında detaylı bilgi edinilebilir.
Çocuk Yardım Derneği uzmanlarindan Barbara Küppers diğer taraftan pahalı ve markalı ürünlerde de dikkatli olunması konusunda uyarıda bulunarak şunları söyledi: “Ne yüksek fiyat ne de marka ismi ürünün üretimindeki çalışma koşulları konusunda bilgi vermez. Aynı firma hem ucuz bir şirket için hem de markacılar için üretim yapabilir. Ancak bazı marka şirketleri de çalışma koşullarının ilkelerinin yürürlüğe konulması konusunda öncü rol oynadılar.”
Kuzey Ren Vestfalya Sosyal Bakanlığı da bu konuda Avrupa Birliği Komisyonu’nda adım atılması ve önlemler alınması için Temsilciler Meclisi’ne önerge sunmuştu.

12 Haziran 2013 Çarşamba

12 Haziran Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Gününde Çözüm Önerilerimiz

Küçük yaşta iş hayatına zorla atılan, emeği sömürülen ve eğitimlerinden alıkonulan küçük kardeşlerimiz için düşünce aşamasındaki projelerimiz:

  1. Maddi durumu kötü ve yoksul ailelerin çocuklarına okumaları için ailelerine Milli Eğitim Bakanlığı veya Başbakanlık tarafından aylık eğitim-öğretim masraflarını karşılaması amacıyla çocuk başına 150tl civari bir burs ödenmesi sağlanabilir.

  2. Maddi durumu kötü ve yoksul ailelerde işsiz olan baba ve annenin Çalışma Bakanlığı ve İşkur tarafından iş bulunması sağlanabilir.
  3. Toplum tarafından normal karşılanan çocuk işçiliğine ve istismarına yönelik Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sivil toplum kuruluşları ile birlikte hazırlanacak kamu spotu sorumluluk projeleri ve toplumun bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
  4. Ülkemizde birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar eğitimin parasız olması ancak okul müdürlerinin katkı payı, hizmetli parası adı altında ücretlerin alınmaması ve yasaklanmasına dikkat edilmelidir.
  5. Çocuklara sorumluluk kazandırmayı amaçlayan okul içerisinde ücretli iş olanakları sunulabilir,örnek kütüphane sorumluluğu, okul nöbetçiliği gibi küçük işler verilerek sorumluluk kazandırılabilir.
  6. Bir diğer çözüm önerisi Kültür ve Turizm, Aile ve Sosyal Politikalar, Çalışma Bakanlıkları ve Sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle çalışan çocukların sanat,kültür etkinliklerinde tiyatro gibi faaliyetlerde yer alması ve bu çalışmalarda yer alan çocukların ihtiyaçlarının karşılanması gibi imkanlar yaratılabilir.
  • Unutulmamalıdır ki 18 yaşından küçük her insan bir çocuktur ve her çocuk özeldir çocukluğunu yaşamaya hakları vardır.
Not: Söz Konusu proje çalışma konuları hakkındaki her türlü hakkı gizli ve saklıdır.Kaynak gösterilmeden paylaşılması söz konusu yasal yollarımızı kullanma hakkımız gizlidir. Bilgilerinize

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü

Konya'da 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında "Çocuk işçiliğine hayır" yürüyüşü düzenlendi.

Konya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce organize edilen yürüyüşe onlarca çocuk ve aileleri katıldı.

Şatoform'dan başlayan ve Camlı Köşk'te sona eren yürüyüşte çocuklar, "Çocuk işçiliğine hayır" sloganı attı. Burada basın açıklaması yapan Konya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Selim Çelenk, geleceğin teminatı olarak yetişmelerine önem verilen çocukların faydalı alanlara yönlendirilmesi halinde başarılı bir birey olmalarını sağlanabileceğini söyledi.

Çocukların ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerini sağlayıp, doğru alanlarda gelişim göstermelerinin her duyarılı bireyin ve gelişen toplumun istediği hedef olduğunu vurgulayan Çelenk, "Yaz tatilinin başlamasıyla çocuklarımızı, bu tatil dönemini etkin bir şekilde geçirmelerini sağlamak adına, özellikle sosyal , kültürel ve sportif etkinlikler ile kurs programları düzenleyen kamu ve sivil toplum kuruluşlarına yönlendirelim" diye konuştu.

Çelenk, çocukların sokakta çalıştırılmasının, onlarla alışveriş yapılmasının, çocukların olumsuz davranışlarını etkilediğini ve onlara ciddi zarar verdiğini belirtti. Konya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce sokakta çalıştığı tespit edilen 127 çocuğa hizmet verildiğini ifade eden Çelenk, bu çocukların eğitime yönlendirilmesi, topluma kazandırılması için gereken maddi ve psikolojik desteklerin devam ettiğini aktardı.

Çelenk, şunları kaydetti:

"Sosyal bir problem olan çocuk işçiliğini önlemek için sokakta para kazanmalarını engellemek ve onlara para vermemek, çocuklarımıza sağlıklı, geleceklerine güvenle bakan bireyler olarak yetişmelerini amaç edinen merkezlere yönlendirmek toplumsal görevimizdir. Çocuklarımıza daha güzel bir gelecek hazırlamak adına onları istismar edilecek ortamdan uzak tutma yolunda genel bir bilincin oluşması arzusuyla dünyanın en büyük serveti olan tüm çocuklarımıza sağlıklı ve huzurlu bir çocukluk dönemi diliyorum."

11 Haziran 2013 Salı

Antalya'da Çocuk İşçiler Takipte

Okulların kapanmasına az bir zaman kala birçok çocuk tatilde oynayacağı oyunları düşünüyor. Ancak birçoğu için de sadece bir hayal. Her yıl okulların kapanması ile birlikte yoksul ailelerin çocukları çalışmak zorunda kaldıkları atölyelerde, tezgâhlarda ve tarlalarda işe koyuluyorlar.

 Çocuk İşçiler Takipte
Çocuk işçiliğinin engellenmesi için yasal düzenlemelerin oldukça yetersiz olduğu ülkemizde, yetişkin işçilerden daha ucuza olduğu için birçok sanayi sitesi ve atölye, çocuk işçileri çalıştırmak için yaz aylarını bekliyor. Sokakta çalışan (işportacı, boyacı) ve eve yardım kategorisinde de olsa yazın tarlalarda çalışan çocuklarla birlikte milyonlarca çocuk bu yaz emek sömürüsüyle yaşıtlarına göre daha erken yaşta tanışacak.
4857 İş Kanununun 71 inci maddesine göre, “15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenler okullarına devama engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez” hükümlerine göre hareket edilmesi gerekiyor.
AİLELER UYARILIYOR
Kent merkezinde yapılan son denetimde peçete satarken tespit edilen 6 çocuğun ilgili kamu kurumlarında gözetim altına alındığını belirten Cevheroğlu, “Bu çocukların ailelerine ulaşarak yaptıklarının suç olduğunu ifade ettik. Bu olay bir kez daha tekrar ederse kendilerine idari para cezası kesilecek. 3’üncü tekrarda ise aileye yönelik ciddi yaptırımlar var” dedi. Kamuoyunda çocuk işçiliğin önlenmesine dair sanki hiçbir şey yapılmıyormuş gibi bir kanının oluştuğunu da kaydeden Cevheroğlu şöyle dedi: “Çocuklar bizim geleceğimiz. Onların eğitim, sağlık ve güvenliğini sağlamak öncelikli görevlerimiz arasında.
”Bu konuda tüm imkânlarımızla çalıştığımızdan kimsenin kaygısı olmasın. Başta aileler ve toplumun geneli bu konulara daha hassas yaklaşırsa sorunun kısa sürede ortadan kalkacağına inanıyoruz. 15 yaşın altında ağır işlerde ve sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik ciddi denetimler yapıyoruz. Mobil ekiplerimiz Antalya’yı karış karış geziyor. Bu noktada ihbarlar da değerlendiriliyor”
Türkiye ’de 6-17 yaş aralığında 893 bin, 6-14 yaş aralığında ise 292 bin çocuk çalışıyor. 2006 yılından bu yana çocuk istihdam oranı değişmezken 3 bin çocuk daha mecburi istihdama katıldı. Türkiye İstatistik Kurumu Çocuk İşgücü Anketi’ne göre Türkiye’de 6-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 15 milyon 247 bin kişi. Bu çocukların yüzde 66,5’i kentsel, yüzde 33,5’i kırsal yerde. Çocukların yüzde 91,5’i bir okula devam ederken, yüzde 8,5’i okula devam etmiyor. Yaş grupları itibarıyla, 6-14 yaş grubundaki çocukların yüzde 97,2’si, 15-17 yaş grubundaki çocukların ise yüzde 74,7’si okula gidiyor. Çalışan çocuk sayısı 6-14 yaş grubunda 292 bin kişi, 15-17 yaş grubunda ise 601 bin kişi. 6-17 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı yüzde 5,9’dur. Çocukların istihdam oranı, 6-14 yaş grubunda yüzde 2,6, 15-17 yaş grubunda ise yüzde 15,6 oldu. Türkiye genelinde 6-17 yaş grubunda istihdam edilen çocukların yüzde 44,8’i kentsel, yüzde 55,2’si kırsal yerlerde yaşamakta olup, yüzde 68,8’i erkek ve yüzde 31,2’si ise kız çocukları.
Çalışan çocukların yüzde 49,8’i bir okula devam ederken, yüzde 50,2’si okula devam etmemektedir. Yaş grupları itibarıyla, 6-14 yaş grubundaki çalışan çocukların yüzde 81,8’i, 15-17 yaş grubundaki çalışan çocukların ise yüzde 34,3’ü bir okula devam ediyor. Okula devam eden 6-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 3,2’si ekonomik işlerde ve yüzde 50,2’si ev işlerinde faaliyet gösterirken, yüzde 46,6’sı herhangi bir faaliyette bulunmuyor. Bu yaş grubunda okula devam etmeyen çocukların ise; yüzde 34,5’i ekonomik işlerde ve yüzde 38,8’i ev işlerinde faaliyet gösterirken, yüzde 26,7’si herhangi bir faaliyette bulunmuyor.
Çalışan çocukların yüzde 44,7’si tarımda Çalışan çocukların yüzde 44,7’si (399 bin kişi) tarım, yüzde 24,3’ü (217 bin kişi) sanayi ve yüzde 31’i (277 bin kişi) hizmet sektöründe yer aldı. Sektör bazındaki sonuçlar, 2006 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 8,1 puan artarken, sanayi sektörünün payı 6,6 puan ve hizmet sektörünün payı ise 1,5 puan azaldı. İşteki duruma göre; çalışan çocukların yüzde 52,6’sı yani 470 bin kişisi ücretli veya yevmiyeli, yüzde 46,2’si yani 413 bin kişisi ise ücretsiz aile işçisi.
Murat ŞENTÜRK

6 Haziran 2013 Perşembe

'4+4+4 ile çocuk işçilik yaşı 13'e düşecek'

Türkiye'de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49'a ulaştı. DİSK-AR 4+4+4 yasası ile çocuk işçilik yaşınının fiilen 13'e düşeceğine dikkat çekti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda çocuk işçiliğinin Türkiye'de ulaştığı tabloyu araştıran DİSK-AR çarpıcı verileri ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, Türkiye'de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49'a ulaştı. Araştırmada ayrıca, geçtiğimiz günlerde yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşının 6-13 yaş aralığına çekildiği hatırlatılarak, bu durumda ortaokulun bitiş yaşının çocuk işçilik yaşını fiilen 13'e düşüreceği ve bunun olumsuz sonuçlarının yakın dönemde görüleceğine dikkat çekildi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü'nün (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999, 2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO 2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, ev içi çalışan çocuk sayısındaki devasa artış çocuk emeğinin azalmadığını aksine ev içine çekilerek artışını sürdürdüğünü ortaya koydu. Diğer yandan en kötü şartlarda çalışan çocukların, toplam çocuk istihdamındaki payı arttı. Çocuk istihdamındaki düşüş bir önceki döneme göre hız kesti.

Dünyada çalışan çocuk sayısı 306 milyon


Dünya'da her 5 çocuktan birinin çalışmak zorunda bırakıldığına, bu çocukların sağlıklı bir çevreden ve temel özgürlüklerden de mahrum kaldığına, fiziksel, sosyal, kültürel, duygusal ve eğitsel gelişime zarar veren koşullarda çalıştırıldığına dikkat çekilen araştırmada, dünya genelinde 2008 yılı itibari ile 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısının 1 milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısının 306 milyon düzeyinde olduğu belirtildi. Söz konusu sayı 2004 yılına göre sadece 17 milyon daha az. Ancak bu azalma tüm gruplar için geçerli değil. Örneğin 5-14 yaş grubu için çocuk istihdamı 2004-2008 yılları arasında 196 milyondan 176 milyona gerilerken, aynı süre zarfında 15-17 yaş çocuklar için istihdam 2 milyon artarak 127 milyondan, 129 milyona çıktı. Erkek çocuklarda bu oran kız çocuklarına göre 4.5 puan fazla olarak gerçekleşti. Buna göre 15-17 yaşındaki her 100 erkek çocuktan 16'sı istihdamda sayıldı. Toplamda ise 5-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan biri ise istihdamda görünüyor.

"Çocuk işçiliği sayısında düşüş yavaşladı"

DİSK-AR'ın araştırmasına göre, TÜİK tarafından açıklanan rakamlar baz alındığında Türkiye'de istihdamdaki çocuk işçiliğinin azaltılması yolunda kaydedilen aşama aynı dönem için dünya genelindeki eğilimlerle benzerlik taşıyor. 1999-2006 yılları arasında istihda
m edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden, 958 bin düzeyine düştü. Diğer yandan Türkiye'nin istihdamdaki çocuk işçiliği ile mücadelede ivmesini kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada, 1994-1999 yılları arasında istihdamdan çekilen çocuk işçi sayısının yıllık ortalamada 128 bin iken, 1999-2006 yılları arasında yıllık ortalama 74 bin olarak gerçekleştiği belirtildi.

5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49 oldu

Türkiye açısından bir başka çarpıcı veri ise ev işlerinde çalışan çocukların sayısındaki olağanüstü artış. İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 7 milyona ulaştı. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49 oldu.

"Sanayide çalışan çocukların oranı artıyor"

Çocuk emeği ev içine kayarken, çalışma yaşamındaki çocuk istihdamı tarımdaki çözülmeye bağlı olarak sanayi ve ticaret alanlarına yöneliyor. Çocuk istihdamında sanayiinin payı 1994'de yüzde 16 iken bu oran 2006 yılında yüzde 28'e yükseldi. 6-14 yaş grubu için bu oran yüzde 16. Ticaretin payı ise yüzde 8'den yüzde 22'ye çıktı. Tarımdaki istihdam oranı ise yüzde 67'den yüzde 41'e geriledi.

"4+4+4 eğitim modeli çocuk işçiliğini yaygınlaştıracak"

Araştırmada, geçtiğimiz günlerde yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşının 6-13 yaş aralığına çekildiği belirtilerek, "Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı çocuk işçilik yaşını fiilen 13'e düşürecek. Bunun olumsuz sonuçları yakın dönemde görülecektir" denildi. Araştırmanın sonuç kısmında şunlar kaydedildi:
"Yine esneklik başlığı altında evden ve uzaktan çalışmayı yasal hale getirme çabası ev içinde çalışan 7 milyon çocuğu ilgilendiriyor. 
Türkiye'yi Avrupa'nın Çin'i, doğu illerini ise Türkiye'nin Çin'i yapma çabası, çocuk işçiliği açısından, çıraklık, stajyerlik gibi uygulamalar ile kuralsızlık, esneklik ve güvencesizlik ekseninde ağır sonuçlar yaratacaktır. İş kazalarında Çin ile rekabet eden Türkiye, şimdi de çocuk işçiliğinde Asya tipi bir modeli benimsemiş görünmektedir. Ucuz İstihdam Stratejisi bunun zeminini yaratma gayretinin ifadesidir."

Unicef'in Çocuk İşçiliğine Getirdiği Çözüm Önerisi

Çocuklar okulda çalışmalıdır!

Durum

Türkiye’de nüfusun %25,6’sı ya da neredeyse 18 milyon kişi, 2004 yılında yoksulluk içinde yaşıyordu; bu yüzden bir çok aile hanehalkı gelirini artırmak için çocukların işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Çocuk işçiler çoğu zaman okulu bıraktıklarından ya da okula hiç kaydolmadıklarından, durumlarını iyileştirme olanakları da çok azdır. Bu durumdaki pek çok ailenin çocukları için istediği en önemli şey onlara ait bir işyeri, kız çocukları için ise erken evlilik ve kendilerine ait bir evdir.
Bir çok çalışan çocuk, yılın büyük bir kısmında tarım sektöründe düşük ücretle çalışan ve bir iş bulmak için gezen göçmen ailelerden gelmektedir. Bu aileler çoğu zaman çok kötü koşullarda yaşamakta, çocukları için sağlık ve eğitim hizmetlerine erişememektedir. Sokakta yaşamaya itilen çocukların artan sayısı, şehir merkezlerinde ve büyük ilçelerde yoldan gelip geçenlere bir şeyler satmaya çalışan çocukların sayısını da arttırmıştır.
Bu durumdaki çocuk ve kadınların işgücüne yaptıkları katkının kayıt dışı olması, bu çocukların sonuç olarak görünmez kalmasına neden olmaktadır. Özellikle kız çocuklarının işgücü katkısı çoğu zaman evde yapılan ücretsiz ve tanınmayan ev işleri biçiminde sömürülmektedir.
2002 tahminlerine göre, Türkiye’de 6–14 yaş arası çocukların %4,2’si ve 15–17 yaş arası çocukların %28’i çalışıyordu. Çalışan çocuklar hakkında daha kapsamlı ve güncel bilgi olmayışı ve yoksulluk oranlarında büyük bir iyileştirme sağlanamadığından, çalışan çocukların sayısının azaldığını öne sürecek pek bir kanıt yoktur.
Türkiye’nin 2015’e kadar çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerini ortadan kaldırma programının başarıya ulaşabilmesi için, çalışan çocukların durumlarının yakından izlenmesi ve daha güncel istatistiksel araştırmalar yapılması gereklidir.

Çözüm

Sorunu ortadan kaldıracak politika ve programlar için bilgi sağlamak amacıyla, kapsamlı bir ulusal çocuk işçiliği araştırması yapılmalıdır.
Ayrıca, halihazırda çalışmakta oldukları için eğitim hakkını kullanamayan çocukların durumunu iyileştirmek için de bir dizi adım atılmalıdır. Bu adımlar aşağıdakileri içermektedir:
  • çocuk işçiliğinin çocuk üzerindeki zararlı etkileri hakkında kamunun farkındalığının artırılması;
  • çocukların ucuz işgücü olarak sömürülmesini önlemek için tarım sektörünün daha iyi düzenlenmesi;
  • sokakta yaşayan çocukların sayısını azaltmak için şehir meclislerine destek verilmesi;
  • okula dönen çocuk işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için esnek bir müfredat uygulanması;
  • artan erişime uygun olarak okul ve derslik sayısının artırılması;
  • eğitim kalitesini iyileştirmek için daha fazla finansman sağlanması;
  • çocuk işçiliğini kolayca kabullenen ailevi ve kültürel geleneklere müdahale edilmesidir.

Hedef

Çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak için toplumsal bir seferberlik ile tüm bireylerin farkındalığını artırmak gerekmektedir.
Gerçekleştirilecek ulusal bilinçlendirme kampanyasında, çocuk işçiliğinin olumsuz etkilerini vurgulamak için basın ve yayın kuruluşlarından yararlanılacaktır.
Toplumsal seferberlik için:
  • STK’lar ev ziyaretleri ile aileleri çocuk işçiliğinin zararlı etkileri ve eğitimin önemi konusunda bilgilendirmek üzerine eğitilecektir;
  • konunun kamuoyu gündeminde kalmasını sağlamak için tiyatro ve spor etkinlikleri desteklenecektir.
Kapasiteyi artırmak için:
  • ebeveynlik eğitimi dersleri için materyaller ve eğitim;
  • ilköğretim telafi eğitimi müfredatı konusunda öğretmenlere ve rehber öğretmenlere hizmet içi eğitim;
  • çalışan çocuklara, bu çocukların ailelerine ve işverenlerine nasıl davranacakları konusunda kolluk görevlilerine eğitim verilecektir;
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının merkez ve yerel il teşkilatları için izleme ve değerlendirme yönetim araçları sağlanacaktır.
Araştırma ve izleme:
  • ulusal çocuk işçiliği anketinin finansmanı karşılanacaktır;
  • veri toplama ve izleme yazılımının kurulması sağlanacaktır.

Sonuç

Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması, çalışan çocukların hem kendilerinin hem de ailelerinin içine düştükleri düşük ücretli ve vasıfsız iş gücü döngüsünü kırabilmesi anlamına gelecektir. Ayrıca bu çocuklar:
  • daha iyi sağlık, daha iyi eğitim ve gelişim potansiyelini gerçekleştirme haklarından faydalanacaktır;
  • toplumun sosyal olarak daha yeterli, daha sorumlu ve üretken üyeleri haline geleceklerdir.
Türkiye’nin kazanımları ise aşağıdakileri içermektedir:
  • hem çocuk işçiliği hem de uygulanan politika ve programların etkililiğini izleme kapasitesi ile anlayış gelişecektir;
  • çocuk işçiliğinin zararlı etkileri hakkında kamuoyu farkındalığı artacaktır;
  • çalışan çocukların sayısını azalacaktır;
  • okula devam etme oranları artacaktır;
  • kalkınmayı destekleyecek daha eğitimli ve vasıflı insan kaynakları artacaktır;
  • çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya yönelik 1992 IPEC anlaşmasının ilk altı katılımcı ülkesinden biri olarak Türkiye verdiği taahhütü yerine getirecektir.

DİSK: Çocuk işçiliği artıyor ‘çin modeli’ benimseniyor

DİSK’in 23 Nisan dolayısıyla hazırladığı ve 14 Mart’ta Adana’da kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki işçi Ahmet Yıldız’ın anısına ithaf edilen “Çocuk İşçiliği 2013” raporuna göre, 2006-2012 arasında tarım başta olmak üzere çocuk işçi sayısı arttı. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaştı.

İstihdam içinde değerlendirilmeyen, ev işlerinde çalışan çocukların sayısı ise 2012’de 7 milyon 503 bine yükseldi.
Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin toplam çocuk işçiler içerisindeki oranı yüzde 41’den yüzde 46’ya yükseldi. Tarım sektöründe çalışan çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise yüzde 37’den yüzde 45’e ulaştı.
Okuyan çocukların 2006 yılında yüzde 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran yüzde 3’e ulaştı. Raporda, “İş kazalarında Çin ile rekabet eden Türkiye, şimdi de çocuk işçiliğinde Asya tipi bir modeli benimsemiş görünüyor. Ucuz İstihdam Stratejisi ve 4+4+4 sistemi bunun zeminini yaratma gayretinin ifadesidir” denildi.