11 Eylül 2014 Perşembe

Binlerce tarım işçisi çocuk okul yerine tarlada

Okulların açılmasıyla milyonlarca çocuk yeni ders yılına başladı. Ancak onlarla aynı sıraları paylaşması gereken binlerce çocuk okullarda değil, hâlâ tarlada ve aileleri ile birlikte mevsimlik gezici tarım işçisi olarak çalışıyor.


Onlardan biri de Reyhan. 13 yaşında. Ailesi mevsimlik tarım işçiliği yapıyor. O da doğduğundan beri onlarla birlikte göçüyor. Bazen pamuk, bazen fındık topluyor.

 Neredeyse dört yıldır Şanlıurfa-Viranşehir'deki evine dönemiyor. Dolayısıyla okuluna da...İlkokula başlamış ancak düzenli olarak gidememiş Reyhan.

 Hayata Destek Derneği'nin onun hikayesinden yola çıkarak hazırladığı haritaya göre, Hatay, Adana, Kayseri, Nevşehir, Yozgat ve Ordu'ya gitti bu dört yıl içerisinde.Derneğin İFSAK'ın Beyoğlu sergi salonunda açtığı ve fotoğrafçı Sermet Dilber'in bu yılın Mart ayından beri çektiği mevsimlik tarımda çalışan çocuk işçilerden biri de o aynı zamanda. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) en son 2012 yılı için yayımladığı çocuk işgücü verilerine göre tarımda çalışan çocuk işçilerin sayısı 399 bin. Bu, diğer sektörlerde çalışan çocuk işçilerin yüzde 44,7'sine karşılık geliyor.

"Çocuk olma haklarından mahrum kalıyorlar"

Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan çocukların tek sorunları eğitimden uzak kalmaları değil. BBC Türkçe 'nin sorularını yanıtlayan Dilber, sahada fotoğraf çekerken çocukların barınma, beslenme, temiz su sorunu ve ulaşımın güvenliğinin olmaması gibi sorunların dikkatini çektiğini söylüyor.


Derneğin proje yöneticisi Cansın Leylim Ilgaz ise "Tarım işçiliği yapan çocuklar sadece eğitim haklarından, sağlıklı bir çevrede büyüme haklarından değil, oyun haklarından da mahrum oluyorlar. Çocuk olma haklarından mahrum oluyorlar" diyor.

Sergide, mevsimlik tarım işçisi çocukların kendi çektikleri fotoğraflar da yer alıyor. Bunun yanında kendi el yazılarıyla yazdıkları küçük notlar da. Bu notlarda en çok öğretmen olmak istediklerini yazmışlar. Bu hayalleri gerçekleşebilecek mi bilinmez ancak dernek yöneticileri, mevsimlik tarım işçiliğinin bir kısır döngüye neden olduğunu söylüyor.

Büyük kısmı kendisi de çocukken bu işi yapmış olan ebeveynler, çocuklarının okumasını istese de bunu sağlayacak olanaklardan mahrumlar. Çocuklarını, çalışamayacak yaşta olsalar dahi, memleketlerinde bırakacakları kimsenin olmaması ve okul giderlerini karşılayamama kaygısıyla yanlarında getiriyorlar.

Bazıları ise daha şanslı. Mevsimlik tarım işçiliğine kış dönemi ara verip memleketine dönen aileler de var. Onların çocukları ise genelde Ekim-Kasım döneminde okula başlıyor ve karnelerini almadan tekrar tarlalara dönüyorlar. Yerel yönetimler ve valilikler ise "misafir" öğrenci uygulamasıyla bu öğrencileri geçici olarak en yakındaki okula kaydedebiliyor. Ancak bu da uyumsuzluk sorunlarını beraberinde getirebiliyor.

Dünyada 98 milyon çocuk tarım işçisi

Türkiye aynı zamanda uluslararası anlaşmalarla bu sorunla mücadele için taahhütlerde bulunmuş durumda. Bunlardan biri de Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 182 nolu sözleşmesi.

Bu sözleşme "Kötü şartlardaki çocuk işçiliğinin yasaklanması ve ortadan kaldırılmasına ilişkin acil önlemler" başlığını taşıyor. Buna göre Türkiye'nin çocuk işçiliğinin en kötü uygulamalarıyla mücadele etmesi gerekiyor. Bunlardan biri de tarımda çocuk işçiliği.

Son olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ILO Türkiye Temsilciliği işbirliğinde yürütülen "Ordu İlindeki Mevsimlik Fındık Tarımında En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi"sinin bir yıl daha uzatılması için mutabakat imzalandı.

Dünyada da çocuk işçiliğinde en yüksek oran tarım işçisi çocuklara ait. ILO'nun 2013 yılında yayımladığı verilere göre dünyadaki 168 milyon çocuk işçinin yarıdan fazlası, 98 milyon çocuk tarım işçiliği yapıyor.

Türkiye'de genelge ve uluslararası anlaşmalar uygulamalar için gerekli alanı yaratsa da rakamlar şimdilik uygulamada atılması gereken adımlar olduğuna işaret ediyor.



(BBC Türkçe)

13 Kasım 2013 Çarşamba

Çocuk İşçiler Ne Üretiyor?

Uluslararası  Kölelik Karşıtı Örgüt, dünyadaki çocuk işçilerin zor koşullarda ürettikleri ürünlerin haritasını çıkardı. Türkiye'de sekiz ürün var.Uluslararası Kölelik Karşıtı Örgüt (Anti-Slavery International), dünyadaki çocuk işçiliğinin yaygın olduğu ülkelerin haritasını çıkardı.Örgüt, dünyada 12,3 milyon yetişkin ve çocuğun kölelik koşullarında çalıştığını belirterek "Bu durum sizin aldığınız ürünlerle de bağlantılı" diyor.Haritada 58 farklı ülkede 122 farklı ürün gösteriliyor.

Fındık, pamuk, kimyon
Türkiye bölümünde çocuk işçiliğinin yaygın olduğu sekiz ürün bulunuyor: turunçgiller, pamuklu dokuma, kimyon, ev eşyası, fındık, fıstık, bakliyat, şeker pancarı. Türkiye'deki çocuk işçiliği ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:
* Turunçgilleri ekebilmek için aileleriyle birlikte göç eden çocuklar plastik çadırlarda evlerinden uzakta yaşıyor. Su ve elektrik olmadan zor koşullar altında yaşamlarını sürdürüyor.
* Tarım Türkiye’de resmi olmayan bir iş kolu. Çocuklar hasat zamanı yaralanma riski olmasına rağmen hiçbir iş koruması olmaksızın çalıştırılıyor.
Fiziksel kapasitelerinin üstünde çalışıyorlar
* Türkiye’de Pamuklu dokuma sektöründe çalışan çocuklar uzun çalışma saatlerinden dolayı uyku eksikliği ve yorgunluk yaşıyor. Bu durum çocuklarda psikolojik problemlere yol açıyor. Çocuklar ürünü biçerken uzun süre güneş ışığına maruz kalma, böcek zehri gibi zehirli maddelere temas etme, böcek ve yılan tarafından ısırılma ve iş kazaları gibi riskleri var.
* Pamuk sektöründe çalışmak özellikle erkek çocuklarında büyük fiziksel zorluklara yol açıyor.75-100 kilo arasında değişen pamuk balyalarını kamyonlara taşımaları isteniyor.
* Kimyon yetiştirilmesi Türkiye’de Anadolu’nun merkezinde gerçekleşiyor. Göçmen aileler yetersiz koşullarda yılda 3 aydan 7 aya kadar geçici kamplarda kalıyor. Çocuklar fiziksel kapasitelerinin ötesinde çalıştırılıyor.
Yüzde 12'si hiç okula gitmemiş
* Eşya sektöründe çalıştırılan çocuklar tehlikeli kimyasal ürünler ve makinelerin arasında çalıştırılıyor Bu maddelerden çıkan alev ve toprak tozlarına maruz kalıyorlar.
* Fındık sektöründe çalışanlar sezon boyunca aileleriyle birlikte ülkenin dört bir yanına göç ediyor. İşleri yeterince zor olduğundan bu durum onların okula gidememeleri anlamına geliyor.
* Tarım sektöründe çalışan göçmen aileler arasında yapılan anket sonucunda, çalıştırılan çocukların yüzde 12'si daha önce hiç okula gitmemiş. Yüzde 20’si 5.yıldan sonra okulu bırakmış.
* Türkiye'de tarımda çalışan göçmen ailelerin çocuklarına temiz, güvenilir içilebilir su sağlanması beklenirken, bu nadiren olan bir şey. Çalışanlar kalabalık traktörlerde tarım alanlarına seyahat ettirildiği sırada sıklıkla kazalar yaşanıyor.
* Türkiye’de çalıştırılan yaklaşık 1.6 milyon çocuk var. Bu çocukların 2/3’ü tarım sektöründe çalıştırılıyor. Ailelerinin bu sektörde olması nedeniyle çocuklar da ürün toplama gibi işlerde ailelerine yardım ediyor.
Haritada Hindistan'da çocuk işçilerin ürettiği 18 ürün yer alıyor. 
Kampanya nedir?
Uluslararası Kölelik Karşıtı Örgüt(Anti-Slavery International) 1839 yılında kuruldu. Dünyanın en eski insan hakları organizasyonlarından biri olan kurum İngiltere’deki modern köleliğin her türlü formunu kaldırmayı amaçlar. Örgüt uzun vadede çocuk emek sömürüsünü ortadan kaldırmayı amaçlıyor.


26 Haziran 2013 Çarşamba

Küçük işçi çalıştırana 170 TL Ceza

Fındık toplamada 16 yaşından küçük çocuk işçi çalıştıran herkese çocuk başına 170 lira idari para cezası uygulanacak.

Ordu Valisi Orhan Düzgün, bu yıl fındık toplamak için gelecek mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının çalıştırılmasının yasaklandığını; 16 yaşından küçük çocuk işçi çalıştıran herkese çocuk başına 170 lira idari para cezası uygulanacağını söyledi.

Ordu Valiliği, önümüzdeki haftadan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nden gelmelerini beklediği mevsimlik tarım işçileriyle ilgili olarak harekete geçti. Geçen yıl Ordu'nun merkeze bağlı Uzunisa Köyü' nde oluşturulan konaklama alanı tepeden tırnağa yeniden yapıldı. Bölgedeki ırmak yatağı yeniden temizlendi, genişletildi ve konaklama merkezinden geçen kısmına yüksek istinat duvarları yapıldı. 

Fındık işçileri için yaklaşık 600 metrekarelik alanda futbol  sahası, çocuk parkı, oyun alanı, banyo, tuvalet, yemek pişirme alanları, dinlenme sahaları, bulaşık ve çamaşır yıkama yerlerinin yanı sıra bir de Kültür ve Sanat Evi oluşturuldu. 

Ordu Valisi Orhan Düzgün, bugün Uzun İsa Köyü'ne giderek çalışmaları yerinde inceledi. Vali Düzgün, "Ağustos'un başından itibaren fındık toplamak için ilimize değişik bölgelerden işçilerin her yıl olduğu gibi bu yıl da gelmesini bekliyoruz. Tabi bu yıl artan fındık rekoltesine bağlı olarak daha fazla işçinin ilimize gelmesi muhtemel. Ancak bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda da geçerli olan uygulamayı, bu yıl biraz daha sertleştirerek, 16 yaşından küçük çocukların çalıştırılmamasına yönelik bir genelge yayınladık. Genelge gereğince bahçe sahipleri de 16 yaşında

n küçük çocuk çalıştırılmaması yönünde yükümlülük altına sokuldu. Her bir çocuk için 170 lira idari para cezası uygulanacak. Köylerde habersiz denetimler yapılacak. Kolluk kuvvetlerimizden de yardım alınacak. 20 ekip oluşturuldu" dedi. 


BÜYÜKLER ÇALIŞIRKEN KÜÇÜKLER KURSLARA KATILACAK


Burada kalan işçiler için Ramazan etkinlikleri düzenleneceğini de belirten Vali Düzgün,

"Belediye Konservatuvarı, buradaki kalan işçiler için bazı sosyal etkinlikler yapacak. Bahçeye gitmeyen çocuk ve gençler için geçtiğimiz yıl oluşturduğumuz Uzunisa Köyü Kültür ve Sanatevi'nde de yine İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Müdürlüğü ile destek sağlayacak olan diğer birimlerin de katkısıyla değişik kurslar açılacak. Bunların içinde kültür vesanat kursları olduğu gibi, halk oyunları kursundan,yüzme kursuna kadar ihtiyaç duyulan, talep edilen alanlarda kurslar açılacak. Onların aileleri bahçedeyken, kendileri de sosyal gelişimleri adına bu kurslara devamlarını temin edeceğiz" diye konuştu. 

19 Haziran 2013 Çarşamba

Bingöl'deki Çocuk İstismarına Sessiz Kalmayacağız !

Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 uzman çavuşa, cinsel istismar ve tecavüz soruşturması başlattı. Zanlılar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
BİNGÖL - Solhan İlçesi'nde oturan 16 yaşındaki E.A, yaklaşık geçen ay Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı 'na suç duyurusunda bulunarak, 2 yıl önce uzman çavuş Y.A. tarafından kaçıralarak cinsel istismara uğradığını, daha sonraki tarihlerde defalarca uzman çavuş Y.A. ve arkadaşları İ.Y., M.T., M.K. ve soyadını bilmediği H. adlı uzman çavuşların cinsel istismar ve tecavüzüne uğradığını belirterek, söz konusu kişilerden şikayetçi olduğunu belirtti. Başvurudan sonra açılan soruşturma kapsamında tutuklanan 4 uzman çavuşun bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı belirtildi.

SAVCILIKTAN KORUMA TALEBİ 

Bingöl'de yaşandığı iddia edilen ve soruşturma konusu olan ve cinsel istismar ve tecavüz iddiaları ile ilgili E.A'nın avukatı Canan Çakabay, savcılığın olayı titizlikle araştırdığını ve soruşturmayla ilgili gizlilik kararı alındığı için soruşturmanın ne aşamada olduğunu bilmediklerini söyledi. Avukat Çakabay, müvekili için de savcılıktan koruma isteminde bunduklarını belirtirek, bu yöndeki taleplerininde kabul edilmesini umut ettiklerini söyledi.

Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in Twitter' dan Yaptığı Açıklama

Bingöl’deki tecavüz vakasıyla ilgili olarak Bakanlığımız hukuk müşavirleri ve uzmanları Bingöl’e giderek konuyla ilgili gerekli incelemeleri yapmışlardır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak mahkemeye müdahil olmak üzere dilekçe verilmiş ve Bingöl’deki tecavüz zanlılarının tutuksuz olarak yargılanmasına itiraz edilmiştir. 
Bakanlığımız hukukçuları bu süreçte çocuğun yanında olacak, adli aşamada müdahil olarak konunun takipçisi olacaklardır.

Çocuk İstismarı İle İlgili Olarak Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e Attığımız Tweet




14 Haziran 2013 Cuma

SOKAK ÇOCUKLARININ BARİKATLARDA HAYATLARINI TEHLİKEYE ATMASINA İZİN VERMEYİN!

Gezi Parkındaki sokak çocukları direnişin ne zaman biteceğini soruyorlarmış, çünkü orada karınları doyuyor günlerdir.
Çünkü orada arkadaşlık buldular, dışlanmadılar. Ne yazık ki, bu çocukların kendilerini bu yüzden sorumlu hissedip barikatların önüne gittiklerini, eldivenlerle gaz bombalarını geri yolladıklarını duyuyor, resimlerle görüyoruz. Bir çocuğun böyle hissetmesi öyle saf, öyle dürüst, öyle saygı duyulacak bir duygu ki. Lütfen unutmayalım, onlar ÇOCUK. Onların bu şekilde sorumlu hissedip hayatlarını tehlikeye atmaları kabul edilemez.

Onlara çocuk olduklarını hatırlatın, onları kollayın, hayatlarını tehlikeye atmalarına izin vermeyin. Onlara bir şey verirken, arkadaşlık ederken bunun karşılıksız bir sevgi olduğunu, onların bunları çocuk oldukları için hak ettiklerini hissettirin. Ve aksini yapanlara karşı tavrınızı koyun.

Mağazada beğendiğiniz ürünleri “çocuk işçiler” üretmiş olabilir!

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) rakamlarına göre dünya genelinde halen 215 milyonun üzerinde çocuk işçi çalıştırılıyor. Bu çocukların yaklaşık 91 milyonu 5 ila 11 yaş arasında ve büyük bir çoğunluğu da Asya-Pasifik bölgelerinde bulunuyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) rakamlarına göre dünya genelinde halen 215 milyonun üzerinde çocuk işçi çalıştırılıyor. Velileri çocuklarının ağır koşullar altında da olsa çalışmalarına iten temel sebep ise geçim sıkıntısı.
Veliler geçim sıkıntısı yaşadıkları için çocuklarını okul yerine çalışmaya göndermek zorunda kalıyor. Okulların masraflarını karşılayamadıkları gibi çocuklarının ev sakinlerine de maddi destek yapmaları da bu nedenle kaçınılmaz hale geliyor.
Sokaklarda mendil, simit satma gibi işlerin yanında çocuklar bazı bölgelerde uyuşturucu ticaretinde bile kullanılıyor. Bunun yanında tekstil alanında da çalıştırılan çocuklar, gömlek kazak dikerken veya ayakkabı yaparken solunum başta olmak üzere ciddi hastalıkları da kapabiliyor.
“ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜSÜNE KARŞI GÜN”
Diğer taraftan da bu çocuklar ileriki yaşlarda profesyonel bir meslek eğitimi alamadıkları için geçim sıkıntısı yaşamaya devam ediyor. Hepimiz bu çocuklar için üzülüyoruz şüphesiz. Ancak bunun için neler yaptığımız başlı başına bir soru.
Birçoğumuz bugün “Dünya Çocuk İşçiliği Karşıtı Gün” olduğunu bile bilmiyoruz. Belki de günlük alış-verişlerimizde bile çocuk isçiliğine destek veriyor olabiliriz. Buna dikkat etmek için neler yapmalıyız? Bazı ürünlerde “Fair Trade” etiketi bu bağlamda yardımcı olabilir. Bu uygulama sayesinde ürünleri üreten kişilerin sağlıklı koşullar altında çalışmalarının güvencesi sağlanıyor.
ÇOCUK YARDIM DERNEĞİ
Üzerinde fairtrade etiketinin bulunduğu bir üründe çalışan kişinin bunun karşılığını adaletli bir şekilde aldığı belirtilmiş oluyor. Bu ürünler normal ürünlerden biraz daha pahalıya gelse de dünyanın diğer ucundaki bir çocuğa eğitim kapısının açılmış olacağı da unutulmamalı. Bunun yanında ürününü sık tükettiğiniz bir şirketin müşteri hattını arayarak ürünün üretimi hakkında detaylı bilgi edinilebilir.
Çocuk Yardım Derneği uzmanlarindan Barbara Küppers diğer taraftan pahalı ve markalı ürünlerde de dikkatli olunması konusunda uyarıda bulunarak şunları söyledi: “Ne yüksek fiyat ne de marka ismi ürünün üretimindeki çalışma koşulları konusunda bilgi vermez. Aynı firma hem ucuz bir şirket için hem de markacılar için üretim yapabilir. Ancak bazı marka şirketleri de çalışma koşullarının ilkelerinin yürürlüğe konulması konusunda öncü rol oynadılar.”
Kuzey Ren Vestfalya Sosyal Bakanlığı da bu konuda Avrupa Birliği Komisyonu’nda adım atılması ve önlemler alınması için Temsilciler Meclisi’ne önerge sunmuştu.